Tuesday 31 March 2009

İMZALI KİTAP

İMZALI KITAP

Geçenlerde annemleri ziyaret ederken bir imza günü dolayısıyla kitapçıya uğrayacağımı söylediğimde alaycı bir eda ile “kitap imzalı olursa ne oluyor sanki ” diye sordu.

 O an donup kaldım. Bir cevap veremedim.

 Gerçekten neden kitaplar yazarlarına imzalatılır?Benim kütüphanemde bulunan 10-15 imzalı kitap benim için neden bu kadar değerli gözümde?  Bu konuda biraz kafa yorunca birçok sebebi olduğunu buldum.

Mina Urgan ,bir kitabında kitapları insanların yaşayan hafızaları, hatta beyinleri olarak tanımlamıştı. Tüm düşüncelerimi kağıda aktardığım zaman beynimi aktarmış olmuyor muyum diye yazmıştı.

O kadar güzel bir şey ki düşünceleri önce kağıda dökmek sonra onları diğer insanlarla paylaşmak.

Mina Urgan su anda artık hayatta değil ama onun fikirlerine ve düşüncelerine her an ulaşmanız mümkün. Nasıl mı? Kitaplarını okuyarak tabi.Demek ki beyni hala yaşamağa devam ediyor.. İşte ölümsüzlük bu olmalı..

Bugüne kadar basılmış yazılmış milyonlarca eser sahiplerinin beyinlerini canlı tutuyor gibi..

Hızlı okumak için mücadele vermedim hiç.. Şöyle beğendiğim bir kitabı sindire sindire, beğendiğim yerlerin altını çizerek, bilmediğim kelimeleri sözlükten bakarak, hatta kenara fikirlerimi ara sıra not düşerek okumağa bayılıyorum.

Ama yine de bakarım saate kaç yapıyorum diye .Türkçe roman , anı , tarih gibi kitaplarda 40 sayfa kadar olabiliyor çoğu zaman. Yabancı dilde çok daha yavaş tabi. En azından sözlük faslı daha uzun sürüyor.

Bu hesapla 350 sayfalık bir kitabı okumak en az dokuz saatinizi  alır.

Ya yazması…..

Bilgi edinmeden , kurguyu kurmağa kadar çok çok uzun yılların emeği gerekiyor.

Şu bir sayfalık basit yazı için hemen hemen bir saat harcıyorum. Hem de öyle uzun uzadıya araştırma, soruşturma gerekmediği halde.

Dokuz on saatte okuduğunuz bir kitap dokuz yüz ,dokuz bin saat emeği hatta belki çok daha fazla bir emeği temsil ediyor.

İşte bu devasa emek yüzünden kitapların gözümüzde değeri çok. Hele fikirlerini beğendiğimiz , bize bir şeyler katan kitapların yazarları gözümüzde erişilmesi , konuşulması imkansız ustalar.

Onların, kitaplarını imzalatırken söyleyeceği bir iki sıcak söz, bir dikkatli bakış, bir gülümseme ,sizin paylaşacağınız  bir anınız, size yaptığı katkının kısacık tartışmanın tadına doyum olamaz.

İşten oradadır imzalı kitabın sihri , eşsizliği , kıymeti, dokunulmazlığı…

“Sevgili Avram’a sevgi ve saygılarımla” yazısını kitabı her açışınızda görmek, o güzel karşılaşma gününüze götürür sizi. İçiniz bir mutluluk bir huzurla dolar.

Seviyorum bu imza günlerini… Ya siz?

Avram Aji

16.01.2007  

No comments: