Sunday 15 February 2015

YAŞLANAN İZMİR

İzmir Yahudileri hem yaşlanıyor, hem de hızla azalıyor… Üzüntü verici! Yeni jenerasyon çiftler bir iki çocuğu zor yapıyor. Bizler bile ikiden fazlasını istemedik. Onlar da yerden göğe kadar haklılar. İzmir’de ev fiyatları ve kiraları yüksek. Morgage kredileri on yıl ile sınırlı (halbuki ABD’de otuz yıla kadar çıkıyor).

Yeni evli gençlerimizin çocuklarına vermeyi arzuladıkları eğitim süresi uzun ve masrafları çok çok yüksek. Ancak onların çocukları için en iyiyi arzulamalarından daha doğal ne olabilir ki !

Yahudiliğin geleneksek kültüründe , her zaman çocuk-lara en iyi eğitimi vermek vardır. Bu fikirden hiçbir şekilde ödün verilmedi ve verilmez!

Babacığım daha ilkokuldayken, beni Kardıçalı handa bir Fransızca öğretmenine gönderirdi. Kendisinin bir türlü öğrenme imkanını bulamadığını bana öğretebilmek için.. Onların jenerasyonu, hem birinci hem de ikinci dünya savaşının acımasız ortamında ezilmiş , hem de azınlık olmamız dolayısıyla uğradığımız haksızlıkların yarattığı ekonomik tahribattan dolayı çok etkilenmişler.. Eğitimlerini istedikleri gibi tamamlayamamışlardı.

Şimdiki genç çiftler daha kaliteli bir yaşam düşlüyorlar. Dünyayı gezmek… Daha  sağlıklı beslenmek. Erkekler ve kızlar iş yerlerinde yükselerek kariyer peşinde koşmaktan evliliği de , çocuk yapmayı da geciktiri-yorlar…

Türkiye’nin ekonomik durumu bir türlü durağanlıktan kurtulamadı. Türkiye’mizdeki işsizler ordusu sürekli arttığından, gerçekten çok iyi eğitimli ve donanımlı gençlerimize, sevdikleri bir iş imkânı sunmaktan çok uzaktayız. Mevcut ortam onların arzuladıkları , düşledikleri kişisel gelişimi sağlamıyor.

Eskiden babadan oğula devreden esnaflık çoktan devri kapandı.. Zaten biz Yahudilerin becerikli olduğumuz birçok meslek yok oldu (Lütfen hatırlayın, İzmir’in en iyi terzileri kimdi diye). Globalizasyonun etkisi ile küçük  şirketlerin ayakta kalma şansları kalmadı.
Bu sorunu biz İzmir Yahudilerine özgün bir şeymiş gibi de algılamamak lazım. Gelişmiş bütün ülkelerde ayni sorun var. Avrupa da ayni şekilde süratle azalıyor ve yaşlanıyor. Belirli oranda göçmen kabul etmelerinin sebebi tamamen bu yüzden. Rutin işleri bile yapacak kimse kalmıyor. Servetleri artmasına rağmen!

İzmir’in gelecek elli yılını planlamak bize düşüyor. Üç kategoriye ayırırsak : Gençlerimize , orta yaş gurubu-çocuklu evli çiftlere ve yaşı atmışın üzerinde kalanlara ayrı ayrı planlar gerekiyor..
.
Öncelik bana göre, tabi ki  çocuklara ve gençlere verilmeli. Onların eğitiminden ödün verilemez . Her ne kadar burs gerekiyor ise kaynaklarımızdan öncelikle bunlar  ayrılmalı. Ayrıca onlara bir mentorluk ve koçluk sistemi yaratılarak hayata daha da donanımlı hazırlamamız şart. İstanbul Yahudi Cemaati ile bu konuda dirsek temasımızı kaybetmememiz lazım.

Yahudi kültürünü de nasıl aktaracağımızı planlamamız lazım. Boyoz , burekaz gibi roska gibi subya gibi marka olmuş yemeklerimizi , Judeo-Espanyol şarkılarımızı tanıtmak. Yazarlarımızı , şairlerimizi , din bilginlerimizi tanıtmak bizim vazifemiz  . Bayramları nasıl kutladığı-mız da dahil , isteyenlere geleneksel dini bilgilerin verilmesi de bu kapsamda düşünülmesi lazım.

Orta yaş gurubuna yönetimi devrederek, bilgi ve birikimimizi, kültürel mirasımızı aktarmakla başlayaca-ğız.

Yaşlılarımızın işi ise zor… Her şeyi maddiyata indirgemeden önce durum tespiti yapılmalı, yardımseverlerle yaratılabilecek kaynakların rasyonel bir şekilde kullanılması için geleceği planlamamız lazım. Azil yerine “evinde bakım” bugünün en iyi sistemi gibi gözüküyor. Yurtdışındaki ve İstanbul’daki uzmanlarla konuşup gelecek yirmi beş , elli yılı nasıl planladıkları araştırmalıyız. Gözlemlerimizi paylaşmalıyız. Maddi durumu iyi olsa bile , çoluğu-çocuğu-torunu İzmir dışına gitmiş olan yaşlılarımızın , bir bakıcı ile evde dört duvara ve yalnızlığa hapsetmekten daha iyisini yapabiliriz. Kendi aramızda oluşturabileceğimiz bir dayanışma gurubunu hayata geçirmek için çok geç değil…  

Yüz sene sonra geriye bizden bu şehirde bizden ne kalacak ? Yedi sekiz sinagog , üç mezarlık … Kültürümüzü yansıtacak Sefarad müze girişimi inşallah kısa zamanda hayata geçer. Böylece burada bir hoş seda bırakmış oluruz.

Avram Aji

15.02.2015