Friday 18 October 2013

NE KADAR DEMOKRASİ

Son Mavi Marmara gemisi ile çıkan vaveyla , Türkiye’nin  ne kadar demokratik olduğu sorusunu sordurttu. İsrail konsolosluğu önünde, içeride-kileri linç etmek için sürekli taciz ederek bekleyen güruh tüyler ürpertici idi. Kendi ülkemizde yabancı temsilciliklerin can ve mal güvenliğini bile sağla-makta zorlanıyoruz. Bunlar başka ülkede de olmuyor mu diye sorabilir siniz? Ama gelişmiş Avrupa ülkelerinde böyle bir taciz olayı yok. Ayrıca her iki tarafı da savunanlar ayrı ayrı fikirlerini beyan edebiliyorlar.

Hatta daha da ötesi, İsrail’de, Mavi Marmara saldırısını kınamak için, ellerinde Türk bayrakları ile yürüyüş yapan insanlar vardı. Türkiye’de de ellerinde Filistin bayrakları ile çokça gösteri ve yürüyüşler yapıldı. Bu  mitingleri kimlerin düzenlediği hakkın-da az çok bir fikrimiz var. Hatta ve hatta dışarıdaki bir ülkeden provoke edildiğini  tahmin edebiliyoruz.

Miting ve gösteri yürüyüşleri demokrasilerin vazgeçilmez bir unsuru… Bir fikriniz var ve beyan etmek için yürüyorsunuz…Ancak karşı fikirli birinin bu ortamdaki  hakkı nedir diye sorgulayan mı var ?

Mavi Marmara saldırısında İsrail’in Türkiye’nin tacizine boyun eğmeyeceğini tahmin ediliyordu.  Hamas’ı bir terör gurubu olarak tanımlayan bir ülke onu desteklemeye gelenleri herhalde bando mızıka eşliğinde karşılamayacaktı! Yine de elim ancak ucuz atlatılmış bir olay diyorum.

Ben, IHH yöneticilerinin beğenmediğim bu davranışlarını kınama amacı ile elime İsrail bayrağı alıp Ankara’daki Filistin Büyükelçilik önünde bağırıp çağırma şansına sahip miyim ? Türkiyenin muhtelif yerlerinde işyeri ve evlere Filistin bayrağı asıldı. Gazze savaşında İstanbul’da Israil Konsolosluğu-nun bulunduğu sokağa dev gibi bir Filistin bayrağı asılmış idi. Kim Filistin Büyükelçiliğinin bulundu-ğu sokağına ya da evinin balkonuna bir İsrail bayrağı asma cüretini gösterebilir.

Neticede Türkiye’de vatandaşların hepsi  tüm fikirlerini beyan etme imkânına sahip değil sonucuna ulaşıyoruz. İsrail ve antisemitizm belki uç bir örnek olabilir ama buradan hareketle Türkiye içerisinde hükümet politikası dışında bir fikri olanların ne kadar baskı altında olduklarını gözlemleyebiliyoruz. Örneğin Alevilerin ve Kürtlerin kendi fikirlerini beyan etme konusunda hala baskı altında olduklarını söylemek istiyorum.

Roma’da her Hanuka bayramında şehrin göbeğine büyük bir hanukiya konuluyor ve her akşam törenle yakılıyor.Kendinizi düşünebiliyor musunuz Konak saat kulesinin yanında veya Cumhuriyet Meydanın-da bir hanukiya’yi yakarken !

Geçen ay esir İsrail askeri Gilad Shalid’in kurtarıl-ması için İtalya da eşzamanlı birçok şehirde yürü-yüş yapıldı. Böyle bir şeyi Türkiye’de düşünmek için bile henüz çok erken.

Ancak iyi şeyler de olmuyor mu, bardağın dolu tarafında ne var diye de düşünebiliriz. Son aylarda radyo  ve televizyonlarda Ermeni ,Alevi ve Kürt sorunları ile ilgili kıran kırana seyreden açık otu-rumlar en azından bu konuda da bir şeyler düşünülmesi gerektiğinin anlaşıldığının bir göstergesi.

Bazen de ticari menfaatler sağlanması için yapılan şeylerde var. Haziranda bir turist kafilesini Selçuk’taki  Meryem Ana Kilisesinin bulunduğu dağa çıkardım. Yolun üzerine kocaman bir bronz Meryem Ana heykeli dikilmiş. Alaçatıdaki kiliseden bozma cami tekrar kilise ve de cami olarak kullanılmak üzere restore ediliyor. Sıvaların altından Hz. İsa ve Meryem Ana freskleri ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Bu kadar sağcı bir hükümetin zamanında bunların olması inanılmaz.Ama çok çok küçük düzenlemeler bunlar.

Son günlerde ard arda gelen PKK saldırıları  ile yükselen tansiyon bir Kürt-Türk iç savaşının ilk sinyallerini veriyor gibi ne yazık ki. İnşallah yanılıyorumdur…

Avram Aji
30.07.2010


1 comment:

Anonymous said...

Sayın Avram öncelikle ben 15 yaşında bir gencim gün itibariyle Devletlere ve gelişen globalleşmeye bir yorum getirmek bu günü gerektirir fakat fikirlerimizi açık bir şekilde beyan etmek gittikçe zorlaşıyor daha da uzatmadan öncelikle kendi dininize ve etmik kökeninize bağlı olarak olaylara bakış açımız tezatlaşıyor benim ise ele almak istediğim ilk konu Siyoniz'in temel ideolojisi ve kimlerin savunduğudur. Peki bu günde bu ideolojinin temelleri sağlam mıdır ? Dünya devletleri finansörleri ve bankerleri neden yahudidir ? Her şeytani mason localarında en az bir yahudi vardır ? Peki neden her İZM'in temel platformu yahudilerdir ?