Friday 14 May 2010

KAN SIZINTISI

İnsanlar hayatta başlarına gelenlerden ders alırlar ve ayni olay tekrarlandığında tekrar hataya düşmezler. İşte buna “tecrübe” diyoruz bir anlamda. Bir yan-dan da “hafıza-i beşer nisyan ile maluldür yani insan hafızası unutmadan dolayı sakattır. Tecrübe-lerimizin bir kısmını da zaman içerisinde unutuyoruz ne yazık ki… İyi mi , kötü mü belki tartışılabilir.Hayatta ister istemez birçok acılarla karşılaşıyoruz. Annemizi babamızı kaybediyoruz… Eşimizi kaybediyoruz…Hatta daha da kötü şeyler de olmu-yor değil hayatta.

Islak yolda arabanız kaydı… Bir dahaki sefere yağmurlu havada daha dikkatli gidersiniz. Terli terli soğuk su içtiniz boğazınız ağrımaya başladı. Artık bir daha sefere suyu daha ılık talep edersiniz.

Hani derler ya “bir tecrübe bin nasihat” , o manada.

Fakat size anlatmak istediğim bu değil. Bazı olayları fark etmemiz için zaman gerekir. Ve de fark ettiğimiz zaman da iş işten geçmiştir ne yazık ki!

Yani bazı olaylar zaman içerisine uzunca bir şekilde yayılır. Her ay sadece bir saç telinizin beyazlandığını düşünün , hiç değişmediğinizi zannettiğiniz halde 20-30 senede siyah saç kalmaz kafamızda..

Düşünün çok büyük iş hacmi olan bir şirket her sene çok küçük bir zararla defterlerini kapatıyor .Oysa yapılan devasa iş hacmi ve bir çok insana iş sağlıyor olmasından bu yapılan küçük zarar göz ardı edilebilir. Ama 20-30 sene sonra bu tip şirketlerin acze düştüğünü ne yazık ki görüyoruz.

Maalesef insanların en zayıf taraflarından bir tanesi de bu çok uzun zamana yayılan olayları izleyememesi , hani ıslak yolda arabanızın kaymasından edindiğiniz çabuk tecrübeyi hiç edinememesidir.

1900 yıllarında İzmir’de muhtelif kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre 25000 kişi var. O zaman İzmir’in nüfusu 80000 kişi olduğuna göre % 30’luk bir orana sahip idik o zamanlar. Şimdi İzmir 3,5 milyon olduğuna normal şartlarda 1milyon Yahudi olmamız gerekmez miydi?

Her sene kaybettiğimiz belki birkaç aileyi hiç önemsemedik. Kendi kararları olduğunu düşündük. Ama zaman içerisinde bizleri “azınlık” statüsünden bile aşağıya düşürdü.Bu gibi sosyal istatistiklerin çok hassas bir şekilde incelenmesi gerekiyor.Eğer nüfusumuz %1 bile azalmışsa rakamın küçüklüğüne aldanmamalı , nedenlerine odaklanmalı ve gerekli tedbirleri almalıyız. Bugün düştüğümüz hazin durum bu çok uzun süren incecik “kan sızıntısının” sonucu değil mi?

Nerede yıllarca gittiğim Bene Berit İlk Okulu , nerede çocuklarımın okuduğu Talmud Tora Orta Okulu , nerede Bahri Baba’daki Yahudi Mezarlığı, nerede Karataş’taki “el kortijo” yaşayan fakirlerimiz, nerede her cuma çarşıda gezinen dilencilerimiz. Nerede tavukçumuz ?Nerede bahçıvanımız?

Avram Aji

11.05.2009

No comments: