Oldum olası bu ilkokul
andımızı hazzetmezdim. Kaldırıldığı iyi oldu…Demek ki hazzetmeyen de sadece ben
değilmişim.
“Ant”
kelimesinin çocuk nasıl anlasın. Yemin deseniz belki daha kolay idrak edecek.
Çocuk herkesin önünde “Ben şu davranışlarda bulunmaya kendi kendime karar verdim. Sizler de şahidim
olun. Yapmazsam sizlere karşı çok
utanacağım” . Gerçi o yaştaki öğrencilerin
kendi kendine bu kararları alacak bilinç seviyesine ulaşmasına imkan yok.
And metni de 1933
de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanıyor.
Nasıl başıyordu?
Türküm !
Ben mi? Çok emin değilim ! Yani aslında YAHUDİ’yim .. Cümle alem beni
böyle görüyor. Yahudi anadan doğanlar otomatikman Yahudi olmuyor mu? Yoksa MUSEVİ mi desek? Daha pasifist ... Nüfus cüzdanlarımızda öyle
yazıyor. Musevi kelimesi için bu coğrafyada Yahudi kelimesinin -çok uzun bir
süre- küfür olarak addedildiği ve kullanıldığı yıllarda icat edilmiş diyenler
de var. . Sevan Nişanyan’ın etimlolojik sözlüğünde; kökenini Arapça olarak
belirtmiş ve “Musavi” olarak telaffuzunu
yazmış. Halbuki musavi /müsavi ayni hizada manasında diye biliyorum.
Türk Dil Kurumu
şimdilerde karşılığını “Musevi =Yahudi” demiş ve konuyu kapatmış. Tüm eski baskılarındaki
“çirkin” açıklamaları silmiş…
Geçenlerde
Suriye’den kaçan bir iş adamı ziyaretimize geldi… Bizim nüfus cüzdanlarımızda “dinimiz”
de yazar dedim inanmadı. Çıkarıp gösterdim. Hayretler içerisinde kaldı.
Andımızda belki “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım”
deseydik daha doğru olacak idi sanki … Sınıflarımızdaki Rumları , Ermenileri ve
dahi Levantenleri de kapsama alanına alacaktı en azından… Sabetayistlerin de
mağduriyetleri de bir nebze giderilebilecekti…
Dönelim andımıza…İkinci kelime ?
Doğruyum !
İlk okul çocuğunun
“doğruyum” kelimesini de anlamasına imkan ve ihtimal yok...Çok filozofik…. “Dürüst”
kelimesinin yerine düşünülmüş herhalde… Yalan söylemem … İnsanlara karşı eşit
ve hakkaniyetle yaklaşırım. Yaptığım işlerde kimseyi aldatma çabası taşımam…
Türk
Yahudilerinin dürüstlüğü konusunda Türklerin düşünceleri farklı. Kimileri
ticarette Yahudilerin dürüstlüğünü ve düzgünlüğünü öve öve bitiremez. Benim
yüzüme karşı bile, yüzlerce defa “sizlerin ticareti çok düzgün ve güzeldir,
herkese tercih ederim” diyenler de var.
Ancak başka bir
yaygın kanı “Yahudi kurnazlığı” deyimi ile özdeşleşmiş biraz “komplocu” , biraz
kıvrak zekası ile karşındakini “aldatma çabası içerisinde olan” bir ırk olarak
düşünenler de var. Bu genelde Yahudiler ile hiç karşılaşmamış, ticaret ve
komşuluk yapmamış kişilerin genel kanaatidir.
Binlerce yıldır dünyanın muhtelif
yerlerinde hep azınlık olarak yaşadığımızdan ve de genellikle hor görülüp
aşağılandığımızdan , kolayca günah keçisi haline getirilmişliğimizdendir. Hele
“komplo
teorisyenlerine” hayal güçlerini zirve yaptırmışızdır..
Tarih
incelendiğinde, Yahudiler bulundukları ülkelere en iyi entegre olan topluluktur. Ne Avrupa’da , ne de Osmanlı’da bir devlet
kurmak üzere veya siyasi bir menfaat sağlamak üzere isyan girişiminde
bulunulduğumuz veya düşmanlar ile işbirliği yaparak, mevcut yönetimi arkadan
vurduğumuz hiç duyulmamıştır.
Üçüncü kelime “Çalışkanım
!”
Coğrafyamızda ,Yahudilere
birçok sıfat yakıştırmışlardır ( pis , pinti gibi… ) ama ne mutlu ki tembel
dememişler.. Hatta ve hatta gerçekten analarımız ev işlerinde ,dedelerimiz babalarımız iş hayatında
ziyadesiyle çalışkandılar…
Cumhuriyet
tarihi boyunca tehcire maruz kalmış,(1934 Trakya olayları ) adaletsiz
vergilerle sermayeleri elinden alınmış (Varlık vergisi ) , “yedek asker”
taburları oluşturma kisvesi altında çalışan Yahudi erkekleri işlerinden
güçlerinden alıkoyup -Nafia-Amele- Taburları oluşturarak- batmalarına sebep
olmuş, 6-7 eylül kışkırtması ile yağmalanan azınlıklar karşısında gözümüzü
korkutmamış olsalardı Türkiye kökenli
birçok “uluslararası” şirketin sahibi olabilirdik…
“Küçüklerimi
korumak, büyüklerimi saymak…”
Bunlar güzel lafügüzaf… Büyüklerimizi de sadece ve sadece bizden büyük
oldukları için saymak niye ? Kendini yontmuş, çevreye ve insanlığa faydası
dokunan insana canım feda. Elini eteğini öpeyim! Gösterdiği yoldan gideyim. Andımız
“yaşlılara yardım et” dese, derim ki “Avram sen de bir gün yaşlanacaksın, gençler
bu son demlerinde, elinden tutsun”.
“Yurdumu ,milletimi,
özümden çok sevmektir” . Daha İlk okuldan milliyetçilik, ulusalcılık ve faşizm
aşılanıyor sanki. Başka milletleri sevme diyor... Onlar düşman -tu kaka-. Bu
düşünce geçerli ve doğru olsaydı Avrupa Birliği kurulabilir miydi…
“Ülkün
yükselmek ve ileri gitmektir”….
“Varlığım Türk
varlığına armağan olsun”… Ben
Yahudiyim; benim varlığım da Yahudi varlığına armağan olsun desem ?
Atatürk’ün
gençliğe hitabesinden alıntılanarak 1972’de bir ilave yapılmış. Benim
çocukluğumda yoktu…
Ey Ulu Atatürk,
açtığın yolda , kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime
and içerim. Ne mutlu Türküm diyene !
Sevan
Nişanyan’ın gençliğe hitabesindeki şu son paragrafı daha anlamlı buluyorum.. Ve
bin defa yeğliyorum.
“Hayatın
boyunca, insanlara güzelliği, aklı ve adaleti öğretmeyi görev bileceksin.
Bilgin varsa, bedel beklemeden paylaşacaksın. Buna imkân ve şeraitin müsait
değilse, yanındaki üç veya beş kişiye katıksız sevgini vermeyi deneyeceksin;
onların hayat yükünü bir nebze hafifletmeye çaba göstereceksin. Bunu yaparken
Türk mü, yoksa Hindu mu, Yamyam mı diye sormayacaksın”.
Buna ant içilir!
Avram Aji
11.01.2014
No comments:
Post a Comment