Düşmanımın düşmanı benim dostumdur...
Son seçimlerde böyle bir şey
oldu... Aslında takım tutar gibi bir parti tutmam. Her milletvekili seçiminde
aklıma en fazla yatan partiye oy veririm. Hemen her seçim oy verdiğim parti değişik
oldu. Ne yazık ki hayatımda hiç oy verdiğim parti , seçimi çoğunlukla
kazanmadı...
Fakat bu son seçim inanılmaz
bir fotofinişe sahne oldu.
AKP’nin hedefi HDP’ye barajı
geçirtmeyip 60 ekstra milletvekili kazanmaktı.
2001’den beri uyguladıkları taktiği ilelebet sürdürülebilecek
zannettiler... CHP ve MHP’de bu barajdan nemalandıklarından hiç bir zaman
kaldırılması yönünde cansiperane durmadılar...
AKP karşıtları HDP’de
birleştiler , oyunu bozdular...
Buna rağmen ortaya çıkan sonuç
güzel değil... Bir tarafta Türk milliyetçiliğini savunan MHP , diğer taraftan
Kürt milliyetçiliğini savunan HDP.
21. Yüzyılda, gelişmiş bir ülke
, milliyetçi akımlarla idare edilemez. Somut örnekleri Libya , Irak ve Suriye’
de görüyoruz. Geçmişte Yugoslavya denen bir ülke vardı kanlı bir şekilde yedi
parçaya bölündüler... Tekerleği yeni baştan icat etmenin alemi yok... İsviçre ,
Kanada, ABD , Belçika , İngiltere gibi örnekler de önümüzde ...
Yeni seçimlerde biz Türk
Yahudileri için ne değişti... Bence en önemlisi her seçim kampanyasında
köpürtülen İsrail düşmanlığına yönelik söylemler ,Mavi Marmara fiyaskosu kininin
canlandırılmaması, Gazze hamiliği, HDP gibi başka bir düşman icat edildiğinden
diğerleri unutuldu.
İsrail düşmanlığı ,Türkiye’de
Yahudi nefreti geliştiriyor.... İstesek istemesek bizleri İsrail ile
özdeşleştiriyorlar. Yükselen nefret duyguları bizi derinden yaralıyor... Sürekli
“low profile” yaşamak zorunda kalıyoruz.
Yeni kurulacak koalisyon
hükümeti ( eğer kurulabilirse) önceliği
Suriye ve Mısır’ın iç işlerine
karışma , Filistinlilerin hamiline soyunma gibi bir protokolü olamayacağından ,
İsrail ile ilişkilerin daha bir normalleşme
sürecine girmesini bekleyebiliriz. İyimser bir beklenti olduğunun
farkındayım...
HDP’nin meclise bir denge
unsuru olarak girmesi ile , geleneksel azınlıkları asimile etme düşüncesinin
sona ermesini bekleyebiliriz. Azınlıklar bundan sonra daha fazla dikkate
alınacağına göre biz Türk Yahudilerinin de bundan faydalanması olası. Ciddi bir
pozitif ayırımcılığına ihtiyacımız var. Ayakta tutmamız gereken eski
sinagoglarımız, dört tane mezarlığımız var. Havra sokağındaki sinagoglarımız
birer birer elden çıkıyor. Harabeye dönüşüyor.
Bir Azerbaycan gezisinde, hükümetin açtığı Yahudi okulunu ziyaret
ettik. Öğrencilerin ücretsiz , kendi değerlerini öğrenerek, güzel bir ilk ve
orta öğrenim gördüklerini tespit ettik.... Neden İzmir’de de aynisi olmasın? Yöneticilerimiz
yeni nesle İzmir Yahudi gelenek ve göreneklerini aktarmamız için gayret
içerisindeler…
Şimdiye kadar kısıtlı kalmış devlet
katkısı , şimdi belki biraz artabilir. Cemaat
yönetimimizin dar bütçesi bir nefes alabilir ve açmazlar çözülebilir. Çocuklarımıza, gençlerimize ve yaşlılarımıza
götürmemiz gerek birçok hizmet var.